Bahar ve kış

     


Bir günün nasıl geçtiğini her an düşünmek o günün verimini azaltır. Mesela neden sabah erkenden uyandığımızda pencereye çıkıp etrafı seyretmeyelim. Kuşların cıvıltısı, baharın gök yüzüne yansıyışını, rengarenk çiçekleri, badem çiçeklerin üstüne yağmış karı, bir yanı masmavi bir tarafı toprak rengi dereyi izlemeyelim. Gün olabildiğince durgun, sevdiğim uyuyor, kuş cıvıltıları eşliğinde ve arada bulutların arasında odama göz atan güneşin ışıklarıyla yeni başlamış günü yamaya başladım. Yazmak için bir neden aramıyorum. Öylesine bugün de böyle olsun istedim. Ne de olsa bu bloğu çoktandır boş bırakmışım. En azından devamlılık açısından güzel bir yöntem.  Benim gibi eminin yüzlerce insan vardır. Hep bir işe girişip yarıda bırakan. Ama ne de olsa ömür geçiyor. Ya hep kazanıp ilerleyeceğiz ya kaybederek ilerleyeceğiz ya da bazen kaybeder bazen de kazanarak yolumuza devam edeceğiz.

İki gündür kar yağıyordu ama bu gün hava biraz daha açık, bahar ve kış iç içe geçmiş durumda.  Tıpkı sinirli iken gülmek gibi, sevinçli iken ağlamak gibi. İşin aslı ve özeti ben de bilmiyorum neden bilgisayarın başına geçtim ve bunları yazıyorum. Özlemişim bunca hengame arasında bunca koşuşturma arasında bir iki kelime veya cümle yazmayı. 

Şimdilik bu kadar. Yazım yanlışlarına takılmayın. Farz edin içimdekileri, karşımdaki kaçmadan bir  nefeste dökmüşüm.

Tags

Yorum Gönder

2 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
  1. Güne başladığım gibi bir koşturma içine girmeyi sevmiyorum ben de. Hiç bir şey anlaşılmadan gün bitiyor. Yazmak güzel şey, blogları ihmal etmeyelim. :)

    YanıtlaSil